
Çocuklar normal gelişim seyirlerinde bir dizi farklı korku yaşamaktadır. Bu korkuların varlığı sıklıkla uyuma yöneliktir ve bu nedenle normal gelişimin bir parçası olarak kabul edilir. Bu tür korkular genellikle hafif düzeyde, gelişimsel döneme uygun ve geçici olma eğilimindedir. Normal gelişimsel korkuların 7-9 yaşlarında pik yaparak, 10 yaşından sonra görülme oranlarında azalma olması beklenir (Muris ve ark., 2000). Buna karşın çocukluk döneminde görülen bu korkular uzun süre devam ettiğinde, uyuma yönelik olmadığında, gelişimsel dönemle uygunsuz olduğunda, durum ile orantısız aşırı tepki ve kaçınmaya yol açtığında fobi olarak tanımlanır.
Özgül fobi bir nesne ya da duruma karşı aşırı ve sürekli korku ya da kaygı duyma halidir. Tanı da anahtar özellik korku belirtilerinin özgül uyaran varlığında ya da özgül uyaran ile karşılaşacak gibi olunduğunda ortaya çıkmasıdır. Bu özgül nesne, olay ya da durumlar olmadığında hastada korku veya kaygı belirtisi yoktur.
Fobiye neden olabilecek durumların örümcek, böcek, köpek gibi hayvanlar; gök gürültüsü, yükseklik gibi doğal çevreler; uçağa binmek, asansöre binmek gibi özgül durumlar; kan, iğne, yaralanma gibi sağlıkla ilgili girişimler, hasta olmak-yüksek sesler gibi diğer olmak üzere DSM-5’te beş alt tipi tanımlanmıştır (APA, 2013). Fobiler genellikle Latince öneklere göre isimlendirilir. Bu isimlendirmelere araknofobi (örümcek korkusu), pirofobi (yangın korkusu), akluofobi (karanlıktan korkma), ailurofobi (kedi korkusu) gibi örnekler gösterilebilir. Bununla birlikte özgül fobi tanısı alanların yarısından fazlasının üç ya da daha fazla fobik uyarana karşı korku ve kaygı yanıtı verdikleri saptanmıştır.
Fobi kaynağı nesne ya da durum, neredeyse her karşılaşmada korku ya da kaygı yanıtına neden olur. Dolayısıyla kişi tehdit olarak algıladığı bir uyarana yalnızca zaman zaman kaygı duyarsa özgül fobi tanısı karşılanmaz. Bu hastaların fobik nesne ya da durum karşısında; kalp atımının hızlanması, nefes almada güçlük, terleme gibi panik atağa benzer bedensel belirtiler gösterebildiği bilinmektedir. Çocuklar böyle bir durum karşısında ağlama, öfke nöbeti, donakalma ya da ebeveynlere yapışma gibi davranışlarda bulunabilirler (APA, 2013). Bununla birlikte gösterilen tepkinin şiddeti; yanında güvendiği kişiler bulunması, maruz kalma süresi gibi çeşitli etmenlere göre değişiklik gösterebilir.
Özgül fobinin diğer bir özelliği kişinin fobi kaynağı nesne ya da durumdan aktif bir şekilde kaçınması ya da yoğun bir korku ya da kaygı ile buna katlanması ile karakterize olmasıdır. Kaçınma davranışı, fobi kaynağı durumlarla karşı karşıya gelmemek için kişinin alternatif yollar bulmaya çalışmasıdır. Bu alternatif yollar kişinin günlük işlevselliğinde bozulmalar meydana gelmesinin ana sebeplerindendir.
Özgül fobi tanısı konabilmesi için fobik uyaran karşısında gösterilen tepkinin, durumun yarattığı gerçek tehlikeye ve toplumda sıklıkla görülen olağan korkulara göre orantısız olması gerekir. Aynı zamanda korku, kaygı ya da kaçınma davranışı en az altı ay boyunca devam etmelidir. Ve bu durum kişinin günlük işlevselliğinde bozulmalara neden olmalıdır (APA, 2013).
TANI KRİTERLERİ
- Özgül bir nesne ya da durumla ilgili olarak belirgin bir korku ya da kaygı duyma (örn. uçağa binme, yükseklikler, hayvanlar, iğne yapılması, kan görme).
Not: Çocuklarda, korku ya da kaygı, ağlama, bağırıp çağırarak tepinme, donakalma ya da sıkıca sarılma ile kendini gösterebilir.
- Fobi kaynağı nesne ya da durum, neredeyse her zaman, doğrudan korku ya da kaygı doğurur.
- Fobi kaynağı nesne ya da durumdan etkin bir biçimde kaçınılır ya da yoğun bir korku ya da kaygı ile buna katlanılır.